Lpg montaj ekipmanlarının gizli kahramanı yakıt hattı. Araç bagajına konumlandırılan yakıt deposundan motora yakıtı taşıyan hattır. Aracın altından, dıştan geçmektedir.
Lpg dönüşümlerinin ilk başladığı yıllardan bakır borular ile gerçekleştirilen yakıt ikmal hattı zaman içerisinde pvc kaplı bakır borulara, zaman zaman her ne kadar kullanımı yasak olsa da maalesef yeterli kontrollerin yapılmamasından ötürü zaman içinde alüminyum borularında kullanıldığını sektörümüzde gördük ne yazik ki.
Geldiğimiz noktada özellikle Avrupa Ülkelerinde kullanılmaya başlanan Termoplastik yani Termofleks hortumları Atılım Otogaz olarak 2015 yılından bu yana bütün montajlarımızda kullanmakta ve tavsiye etmekteyiz. Bugünkü paylaşımda da termofleks hortumların neden tercih edilmesi gerektiğini, avantajlarını açıklayacağım.
o Yukarıdaki fotoğrafta da görüldüğü gibi termofleks hortumun iç çapı bakır borudan daha büyük. Ani hızlanmalarda motoru besleyebilecek stok gaz miktarının yeterli olmadığı durumlarda benzine atmalar yaşanabilir. Bu ihtimali termofleks hortumlarla ortadan kaldırmış oluyoruz.
o Bakır boru gaz ile etkileşimde bulunarak zaman içinde oksitlenmeye, dolayısıyla boru içerisinde tıkanıklara yani kurumlanmalara sebep olur. Termofleks hortumlarda bu söz konusu değildir.
o Esnek olması hem montaj açısından kolaylık sağlar. Hem de alacağı darbelerde bakır boru gibi ezilme ve hatta kırılmalara sebep olmayacağı için kesinlikle daha güvenli ve uzun ömürlüdür.
o Isı değişimlerinde genleşme göstermeyeceği için zaman içerisinde bakır boru rekorlarında rastlanabilen sızıntılar kesinlikle termofleks hortumlarda olmaz.
- Maksimum işletme basıncı 30 bar.
- İşletme sıcaklığı, -25 °C ile + 125 °C arası
>> AFR Ayarı Nedir? Doğru Zannettiğimiz Yanlışlar Nelerdir?
Son zamanlarda popüler olan AFR Ayarı, hatta kurulan AFR Kulüpleri, İşletmeleri… LPG’li araç sahiplerinin sıkça duyduğu bir kelime oldu. Peki AFR Ayarı nedir? Acaba söylenenler doğrumu? Ayar sonrası mucizeye tanıklık edenlerde var, farkını hissedemeyenler de.
Air Fuel Ratio yani kısa bilinen adıyla AFR aslında adı üstünde Hava Yakıt Oranı demektir. Neredeki oran acaba bu? Silindirin içerisinde yanma öncesi oluşan hava-yakıt karışımının oranıdır.
Kısaca önce motor ve sıralı lpg sisteminden bahsedeyim ki bilmeyen arkadaşlar açısından daha anlaşılır olacaktır. Bütün motorlarda yakıtın motor silindirleri içerisinde yanması ile bir enerji açığa çıkar ve bu enerjiyi kullanmak suretiyle tekerlekleri döndürürüz.
Peki yanma için ne gerekli oksijen yani hava. İdeal bir yanma için ise 14,7 birim havaya 1 birim yakıt gereklidir. İdeal yanma nedir? Kullanılan yakıt ile minimum zararlı atık ortaya çıkarmaktır bu aynı zamanda yakıt sarfiyatını da azaltacaktır. Yani bizim AFR’miz aslında 14,7 olmalıdır.
Peki bizim aracımızın motoru bu oranı nasıl anlar da oran bozuk ise bize uyarı verir? Yanma sonrası egzozdan dışarı atılan atık gazın sıcaklığını okuyan sensorlar egzoz çıkışına yerleştirilmiştir, Oksijen sensoru, lambda sensoru ismi verilir bu sensörlere.
Oksijen sensöründen gelen veriler motor elektronik kontrol ünitesi yani kısa adıyla ECU’ya gelir ve o da kendisine programlandığı üzere motoru ideal karışımda tutmak için gerekli hava miktarını yanma odasına gitmesi için hava kütle ölçere (yeni nesil motorlarda buna boğaz kelebeği diyoruz), gerekli yakıt içinde enjektöre komut gönderir.
Burada montajını yaptığımız LPG Ecu’su devreye girer gelen sinyalleri alır ve lpg enjektörlerine ne kadar yakıt göndereceğinin komutunu verir ve motor ecu’suna da benzin enjektörünün çalışmasına devam ettiğini her şeyin yolunda olduğunun bilgisini verirken benzin enjektörlerini durdurur.
Peki LPG ecu’su ne kadar yakıt göndereceğini nasıl bilir. Her motor farklı olduğu gibi silindir basınçları ve kullanım şekilleri de farklı yani üniversal bir ecu tüm değişkenler hesaba katılarak lpg dönüşümünü yapan kişi ya da sonrasın da ayar gerçekleştirecek kişi tarafından ayarlanmalı.
Bu ayar nasıl yapılır? Ne ayarlanır? Lpg dönüşüm markalarına göre ufak farklılıklar olsa da yaptığımızın temel prensibi motor ecu’sundan benzin enjektörüne giden veriyi çarpacağımız katsayıyı farklı şartlara göre ayarlamaktır.
Örneğin BRC ve Prins programları birbirine benzer yazılımlara sahipken diğer markalarda kendi aralarında birbirine benzer yazılımlara sahip.
Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz MAP haritası Atiker, Lovato, LAndiRenzo ve AEB yazılıma sahip markaların hava-yakıt oranının ayarlandığı ekranlardan örnekler. Göründüğü üzere bir tarafta enj ms’si(enjektörün açık kalma süresi) diğer tarafında da motor devri var.
Bu diyagram motorun örneğin 3000rpm’de enjektörün 5ms açık kaldığı durumda ayarladığımız çarpanı ifade ediyor. Yine Bu diyagramdan enjektör nozullarının çapını doğru ayarlayıp ayarlamadığımızıda tayin edebiliriz. Değerleri büyüttükçe yakıt miktarını arttırıp azalttıkça da yakıt miktarını azaltmış oluyoruz.
BRC ve Prins yazılımında bunun gibi bir map haritası yok. Üreticinin belli devir ve enjektör ms’ne göre yaptığı ar-ge çalışmalarına istinaden ayarlamış olduğu bir map eğrisi var ve bu eğrinin açısını değiştirme ya da belli bir devirde zenginleştirme veya fakirleştirme yapma imkanı bize tanımıyor. Ancak doğru rölanti ve yük ayarlarını gerçekleştirdiğimizde zaten buna ihtiyaç kalmadığını görebiliyoruz.
Gelelim kullancının bildiği AFR ayarına.
Fotoğrafta gördüğünüz cihaz ilgilenen kullanıcıların bildiği adıyla AFR Cihazı fakat küçük bir farkı var bu cihaz çoğu kişinin gördüğü gibi egzoz çıkışına takılan değil egzozun üzerinde bulunan katalizatörün önünde yani direk olarak egzoz manifoldunun üstündeki oksijen sensörünün sökülüp yerine takılacak şekilde dizayn edilmiş bir cihaz. Peki neden böyle bir şey yapılmış ki? Çünkü egzoz çıkışında ölçülen değer tam olarak doğru veriyi vermiyor dolayısıyla bu cihazın doğru veri verebilmesi motor çıkışında katalizatör öncesindeki egzoz gazının sıcaklığını okuması ile oluyor.
Peki oksijen sensörüde zaten bu işi yapmıyormu?
Evet yapıyor ama motorda iki farklı çalışma durumu vardır; closed loop(kapalı döngü), open loop(açık döngü).
Önce cloosed loop’a değinelim. Bu durum motorun stabil çalıştığı herşeyin sensörler tarafında okunarak, hesaplandığı normal sürüş şartlarıdır.
Open loop ise aracın oksijen sensörü verilerini yok saydığı, fabrikasyon yüklenen yakıt haritasının uygulandığı, normalden biraz daha zengin karışım halidir. Bu durumda yakıt hava karışımını anlık düzeltme zahmetine girmeden çalıştığı hali. Motorun daha ziyade performans vermeye çalıştığı bir durumda open loop döngüsü başlar şöyleki bazı araçlarda open loop’ta şarj anlık durabilir, klima anlık kapatılabilir kullanıcı hiçbirini farketmez.
Birde sabahları motor soğukken oksijen sensörü belli sıcaklığa gelene kadar open loop döngüsünde 15-20 saniye kadar çalışabilir.
Yukarıdaki map haritası dediğimiz lpg ayarlarının yapıldığı bölümde motorun open loop çevriminde olduğu hali yeşil ile işaretlenmiş.
Yani bu şu anlama geliyor o gördüğünüz AFR cihazını takıp yapılan ayar sadece bu yeşil içinde kalan bölgeyi ayarlamak için kullanılıyor. Cihazında kesinlikle oksijen sensörü yerine takılması gerekli aksi halde boşa kürek çekmek olur.
Ancak LPG’li bir aracın daha ziyadesiyle kullanıldığı periyot 4000-4500 rpm altı ve araca göre değişiklik göstermekle birlikte genelde enjektörün 3ms-12ms arası açık kaldığı bölgedir. Yine fotoğraftaki ayar haritasına sahip LPG sistemlerinde bu bahsettiğim aralığı aracın oksijen sensöründen ilettiği ve basit bir el obd cihazıyla okuduğumuz ya da obd bağlantılı lpg sistemlerinde haritanın hemen yanında görünen ltft/stft değerlerine göre yapmak en ideal gaz ayarına ulaşmanıza yeterlidir.
Yazımın başında belirtmiştim Brc ve Prins yazılıma sahip araçlarda durum daha da karmaşık bu sistemlerde rölanti ve yük ayarı diye iki ayar şekli var ve katsayı eğrisinin açısını değiştirme şansına sahip değilsiniz yani open loop bölgesini özellikle ayarlama gibi bir şansınız yok. Zaten bu iki markayı diğerlerinden ayıran en önemli özellikleri çok başarılı bir yazılıma ve hızlı bir işlemciye sahip olmaları. Doğru montaj ve kalibrasyon ayarı yapıldığında bu sistemlerde ekstra bir open loop ayarına ihtiyaç söz konusu dahi değil.
Son olarak ta şunu belirtmekte fayda var. Ülkemizin genel sorunu ehil olmayan kişilerin denetimsiz bir şekilde tüketiciye hizmet ve ürün satmasından kaynaklanan ucuz ama kalitesiz bir hizmetin var olması. Tüketici kaliteli ürünü ve hizmeti kendi bulmak durumunda. Maalesef her zaman çok kolay olmuyor. Kaliteli ve köklü bir firma ile rekabetin en kolay görünen yolu ucuza çalışmaktır, bu da kalitesiz hizmet ile mümkün oluyor çoğu zaman fiyat cazibesine kapılıp tasarruf ettiğini düşünen bir çok kullanıcıda sonrasında çareyi bu tip ayarcılarda, şifacılar bulabiliyor.
İşini tam anlamıyla, kaliteli yapan yetkili ve bilgili Otogaz Dönüşüm Servisleri bu ayarları tam olarak yerine getirip müşteri memnuniyetine önem veren firmalardır. LPG dönüşümü sonrası ekstra bir AFR ayarına ücret ödemenize gerek yoktur.